Dr. Bülent URAN

Kişisel Web Sitesi

Üyelik Girişi
HOLİSTİK SAĞLIK

EKampi Bölüm 6



Uzun süre Melis’in omuzlarında ağladım…

O sabırla benim ağlamamın bitmesini bekledi. Sanki her şeyi biliyor gibiydi. Ben biraz sakinleşince ayrıldık.

Daha şaşkınlığım ve hıçkırıklarım tam dinmemişti ki karşıdan Şerif bana doğru yöneldi. Onu gördüğüm anda çok doğal biçimde “Oğuz dayım geliyor” dedim (yüzü ve bedeninin şekli onun gençliğini çok andırıyordu) ve daha el ele tutuşmadan ve standart cümleleri söylemeden Şerif beni kucakladı bağrına bastı…

Omzunda daha da güçlü ağlamaya başladım…  Artık niye ağladığımı sanki biliyordum.

Onun acılarını boşaltıyordum.

Söze dökülmemiş bilgi zihnime akmıştı…  Oğuz dayımın yeri ben de başkadır. Beni her zaman çok sevmiştir. Hem dayımdır hem de hanımının yeğeni oluyorum. Yani iki taraftan akraba… Beni hiçbir zaman kendi çocuklarından ayrı tutmamıştır. Yaz aylarında İstanbul’a gittiğimde çocukluğumda onlu yaşlarımda hep onlara giderdim ve gittikleri hafta sonları tatillerine hep beni de götürürdü. Ya Şile’ye, ya Çınarcık’a giderdik… Benle konuşur hep bir şeyler anlatır öğretmeye çalışırdı. Orta 3 e girdiğimde Tatvan’daydım. Yıl 1968. O zaman bana İstanbul’dan Fen Liselerine giriş için test kitabı bulup göndermişti. O kitap sayesinde ta Tatvanlardan Ankara Fen Lisesini kazanıp geldim Ankaralara tekrar.

Onun ölümü şok olmuştu benim için. Benim de çok sıkıntılı bir dönemimde almıştım ölüm haberini. Son yılları acılar içinde geçmişti. Çok başarılı iş adamıyken bütün kazanımlarını kaybetmiş asgari ücretle uzak bir fabrikada işçi gibi çalışıyordu. Günde 4-5 saat minibüs yolculukları yapıyordu ama hiç şikayet etmezdi. Sanki fabrikanın genel müdürü gibi işinden bahsederdi. Onun son zamanlarında bir kere İstanbul’a gitmiş haline çok üzülmüştüm. Kızları da ne kadar yardım ediyordu bilmiyorum artık. O kızları için her şeyini vermişti.

Galatasaray’ın Avrupa şampiyonu olduğu gece oğluyla beraber dışarıda maçı seyretmişler herhalde kafalar da kıyaktı. Aracı oğlu kullanıyormuş. Eve dönüş yolunda kaza yapıyor ve dayım oracıkta ölüyor. Şimdi düşünüyorum da sanki yinede hani derler ya Tanrının sevilen kulu diye, en mutlu anında gitmiş bu dünyadan. Sanki gitmek için böyle bir mutlu an bekliyormuş gibi. Daha dolu dolu ve farkındalıkla ağladım Oğuz Dayım için…


Endes kampındaki spiritüel keşiflerden esinlenerek hazırlanmış kişisel gelişim çalışması

30 Ağustos 2015 - Spiritüel Gelişim ve Yeniden Sevgiyle Doğmak

Ayrıntılar için tıklayınız


Yorumlar - Yorum Yaz