Dr. Bülent URAN

Kişisel Web Sitesi

Üyelik Girişi
HOLİSTİK SAĞLIK

HİSLER

Hislerin Mistik Dünyası

Hisler hipnozu, hipnoz hisleri yaratır.

 Hisler hala bilimin ne olduğunu çözemediği fiziksel deneyimlerimizdir. Bilimin çözemediği derken hislerin insan bedenindeki yollarından, oluştuğu yerden bahsetmiyorum. Fiziksel ya da enerji bedeninde normalden sapmalar, belli yollarla, sinirlerle beyine ulaşır ve beyinin parietal korteks bölümünde bir uyarı yaratır. Buradan da beynin diğer yolları ile bağlantılar ve iletişimler olur. Ama bu elektriksel (ve de manyetiksel) değişimler nasıl oluyor da hissedilen bir duyum haline geliyor? İşte hislerin mistik yanı budur.

Fiziksel bedenimiz reseptörlerle dolu. Her türlü fiziksel değişikliği (ısı, basınç, kimyasal ajan) algılayan bu reseptörlere bağlı sinir uçları elektriksel bir değişime uğruyor ve omurilik boyunca beyine kadar hızla ilerleyen elektriksel uyarı akımı oluşuyor. Sonra beyin bu değişimi algılayıp, sorunun olduğu bölgede bir hissel değişim yaratıyor. Beden de buna uygun bir tepki veriyor.

Hisler hissedilmek için vardırlar

Hisler olmadan bir insanın ya da bir canlının ne kadar yaşayacağını bilemeyiz. Ama çok fazla değil. Bunu yakın bir zamanda bir kez daha fark etmiştim. Dişime yapılacak bir müdahale için uyuşturma yapılmıştı. Müdahaleden belli bir süre sonra yeme iznim vardı. Ama ağzımdaki uyuşukluk henüz geçmemişti. Buna rağmen bir şeyler yemeye kalktım ve ağzımın içinde yanaklarımı dilimi yediğim şeyden daha çok ısırdım. Hiç fark etmediğimiz ağız içi hislerin bile ne kadar önemli olduğunu o zaman anladım.

Hisler beş duyumuzla fark edemediğimiz durumları içsel olarak bize haber veren bir uyarı, bir alarm sistemidir. Yani canlının korunma sisteminin en önemli bir parçasıdır. O halde bilinçaltının en önemli parçasıdır.

 Hisler hissedilmek içindir, hissedilmemek için değil. Diyelim ayağımızı burktuk. Bir zedelenme oldu. Doku iyileşene kadar korunması ve tekrar üstüne basılmaması gerekir. İyileşmeyi anlayabilmemiz için hisse ihtiyacımız var. Üzerine bastığımız zaman ağrımıyorsa, yani his kaybolmuşsa doku iyileşmiş demektir. Bir kişiyi doktora ya da hastaneye başvurmasına neden olan ilk ve birinci neden, bedeninde hoş olmayan bir takım hisler deneyimlemesidir… Her türlü hastalığın ilk belirtisidir hislerdir. Ağrı, kaşıntı, yanma, uyuşukluk, sıcaklık, soğukluk; hepsi farklı farklı hisleri temsil eder.

O halde his dediğimiz zaman bedende yeri belli, vasfı belli, şiddeti belli fiziksel deneyimi anlayacağız.

Hissi ancak hisle tanımlayabiliyoruz. Ne demek istiyorum? Şunu…

Bir his hissedilmeden his olamaz.

Örnek vereyim. Nefes alırken burnunuzdan geçen havayı hissedin. Hissediyor musunuz? Evet mi? Ama biraz önce bir şey hissetmiyordunuz. Halbuki hava aynı şekilde oradan sürtünerek sürekli geçiyordu. Ancak burnunuzdan geçen havayı hissetmeye niyet ettikten sonra o hissi fark ettiniz… Yani hissi his yapan hissin kendini fark ettirmesidir. Bazen hisler çok güçlüdür ve istemeseniz de fark etmek zorunda kalırsınız. Kalp krizindeki ağrı gibi. Ama bazen de çok hafiftir ve ancak dikkatle odaklanırsak hissedebiliriz. Bazılarını ise hiçbir zaman hissedemeyiz…

İşte burada hissetme hassasiyetinden bahsetmem gerekecek. Herkesin hissetme sınırı değişiktir. Bir deney yapsak ve elimizi 5’er derece sıcaklığı artan sulara soksak, sıcaklığı hissettiğimiz derece hepimizde farklı olacaktır. Kimimiz 25  dereceyi hissederken, kimimiz 30 derecede sıcaklığı hissetmeye başlarız.

Tüm bunları niye anlatıyorum? Gerek duygu koçu olacaksak, gerekse de geçmişin hipnozunu bozacaksak, bu his meselesini çok iyi anlamamız ve içselleştirmemiz gerekir.

Peki hissetmediğimiz hislere ne oluyor?

Beyin bunları yine kaydediyor. Bizim farkındalık sınırı altında olan hislere subliminal eşik diyoruz. Biz fark etmesek de bu hislerinde bir şekilde bedende birtakım işlevleri oluyor. Beden bu gelen uyarılara göre bir çok fonksiyonu ayarlıyor. İşte bu nedenle bunlara his demek yerine elektrokimyasal uyarılar demekte yarar var. Beyine he türlü değişimin uyarıları gider ve her şeyin beyinde bir kalıbı vardır. Bunlara somatik markerlar (işaretleyiciler) denir (Damasio, Dekartın yanılgısı).

Şimdilik bu subliminal uyarıların önemini bir kenara bırakalım ve biz hissedilen düzeydeki hislerden bahsedelim.

His Çeşitleri

Bir durum karşısında beden his yaratır. Bu his fizyolojik de olabilir, bedenin duygusal değişimlerine ikincil de olabilir. Fizyolojik hislere örnek olarak açlık hissini verebiliriz. Bir duygusal koçun esas üzerinde duracağı hisler, duygusal kaynaklı hislerdir. Duygusal kaynaklı hisler o anda yaşanılan bir olayla ilgili olacağı gibi, doğrudan enerji bedeninde birikmiş duygulardan da kaynaklı olabilir.

Daha öncede belirttiğim gibi bir tehdit karşısında bedende birçok fizyolojik mekanizma harekete geçer. Bu hareketlerden en önemlisi kanın merkezi organlardan ve ciltten hareket gerektiren organlara sevk edilmesidir. Bu hareketlenme değişik hisler yaratır. Bağırsaklardan kanın çekilmesi bağırsaklarda kasılma benzeri hisler açığa çıkarırken, ciltten kanın çekilmesi ciltte soğuklukla kendini belli eder. Kanın kol ve bacaklar dolması ise bu organlarda gerginlik ve dolgu hissi yaratır. Nefesin tutulması göğüste baskı, kalp hızının artması, heyecanlanma benzeri hislere kaynaklık eder. Tüm bu hisler o anda yaşanmakta olan olaya sekonder kaynaklıdır. Yani önce bedensel fizyolojik değişiklikler oluşur daha sonra ise bunlara his eşlik eder. Bu hislerin çok fazla uyarıcı yani alarm verici etkisinden bahsedemeyiz.

Duygusal titreşime ait hisler ise doğrudan bir tehdit olmamasın rağmen (tehdit analizini birazdan yapacağım) tehdit varmış gibi algılandığında açığa çıkan hislerdir. Bunlar ya doğrudan beyinde yerleşmiş his kalıbı devrelerin uyarılması ile olur ya da duyguların titreşmesi ile. Yanı önce his titreşir ve daha sonra beden bu hissin yapısına uygun duygu durumuna geçer. Kişi içinde bulunduğu durumu o andaki hissine göre değerlendirir.

İşte burada karşımıza hislerle ilgili hipnozlar çıkmaktadır.

Hipnoz bir telkinin kabul edilme ve ona göre davranma şeklidir demiştim.

Hislerle ilgili en önemli hipnoz şudur. Bir durum beni kötü hissettiriyorsa o durum kötüdür. Örneğin birisinin size eleştiride bulunması sizi kötü hissettirirse, doğrudan o kişinin kötü olduğuna karar verir ona göre davranmaya başlarsınız. Sağlıklı bir değerlendirme yapamazsınız, çünkü hisler sizi hipnoza sokar.

Hislerle ilgili diğer hipnozlar ise

  1. Kötü hisleri hissetmemem gerekir hipnozu,
  2. Hisler iyi ve kötü diye ikiye ayrılır hipnozudur.

Sonraki Konu; Tehdit nedir, ne değildir?

 Son düzeltme: 27.01.2017



Yorumlar - Yorum Yaz