Dr. Bülent URAN

Kişisel Web Sitesi

Üyelik Girişi
HOLİSTİK SAĞLIK

Bölüm 24 - Niyet

Samimiyet, niyet, gayret…

Hatta biraz da zahmet ve ciddiyet…

İşte değişimin koşulları…

Önce istemek lazım! Neyi istediğini bilerek... İstemek tamamen bilinçli bir karar ve seçimdir.

Çoğu kişi ne istediğimi bilmiyorum der. Ama duygu koçluğu çalışmalarında ne istediğimiz bellidir. Her türlü koşulda öncelikle iyi hissetmeyi isteyeceğiz. İstemek sadece istemektir. Bir şeyi isteriz. Niçin isteriz, neden isteriz, istediğimiz doğru mu? Bunlar boş sorulardır. Kime ya da neremize soracağız? Bilinçten gayrısı bilinçaltı olduğuna göre bilinçaltına mı soracağız? Yapacağımız en büyük hata bu olur. Çoğu kişi gerçekten bilinçaltına sorar. Bilinçaltına sorduğunun farkında olmadan…

Canım istemiyor!

Bilinçten gayrı can dediğimiz bir şey vardır. O bilendir. O istemiyorsa, onun istemediği şeyi seçmeyiz. O can dediğimiz ne ola ki? Bilinçaltının ta kendisidir. Canım istemiyor demek, o istemediğim şeyi seçmeye kalkarsam kötü hissederim demektir. Peşinen kötü hissedeceğimi bilen bir taraf vardır ya da zaten o ihtimal karşısında kötü hissetmişimdir. O halde istememek demek istediğim takdirde kötü hissederim demektir. İşte tam burada Türkçemizin bilinçaltımızı bilinç yapan kurgusundan bahsetmek isterim. Bir cümlede en kritik kelime eyleme aittir, yani fiildir. Türkçede fiil en sondadır. Hemen tüm dillerde bir fiilin olumsuz olacağı fiilin başında iken bizde fiilin sonunda bir ek olarak ifade edilir.

Örneğin İngilizcede istemek “want”. İstememek “not want” tır. Ama not want’ı tekrar tam Türkçeye çevirirsek şöyle bir karşılık ortaya çıkar. Yok istemek. Zaten Türkçeyi yeni öğrenen yabancılar da böyle konuşur. “Yok ben istemek.” Şimdi istemek’in zıddı istemek yok olduğuna göre istememek ne demek?

Bir şey ya istenir ya da isteme seçimi ortaya konmaz.  Her ikisi de bilinçli bir seçimdir. O zaman bilinçli konuşmayı seçen bir kişinin kelime dağarcığında istememek’e yer yoktur. O zaman da canım istemiyor boşa düşer. Bilinç her şeyi isteme özgürlüğüne sahiptir. Ama gerçekleşir, ama gerçekleşmez. İsteme seçeneği ortaya konmadan değişime başlanmaz. Değişimi bir yolculuğa benzetecek olursak önce yola çıkmayı isteriz.

Sadece istemek değişim için ilk basamaktır, ama tek başına asla yeterli değildir. Kişi sigara bırakmayı ister ama bırakamaz. Çünkü yeterli niyeti ortaya koymaz. Eğer değişimin kaynağı bilinçaltı olacaksa, bilinçaltını yanımıza almanın bir tek yolu vardır. Niyeti ortaya koymak… Bilinçaltı istekten anlamaz. İstek kritikal faktörün labirentleri arasında yok olur gider. Niyet, ne istediğimizi, bilinç olarak ne istediğimizi bilinçaltına bildirmenin en olmazsa olmaz yoludur.

O nedenle yine bir duygu koçunun danışanına söyleyeceği, sık sık söyleyeceği bir cümle de “Göster niyetini!” olacaktır.

Niyet aynı zamanda isteğimizdeki samimiyeti de ortaya koyacaktır. Niyet nasıl ortaya konur? Eylemle, hareketle, enerjiyi işin içine katarak... Yani sigara bırakmak isteyen bir kişi sigarayla kavgaya başlar. Sayısını azaltmaya çalışır, bir iki gün içmez. İçmeyecek yollar arar. Bırakır, başlar, bırakır başlar. İçmeyi geciktirir, geciktirdiği zaman duygularına odaklanır. Değişik zihinsel teknikleri uygulamaya başlar vs.

Duygularıyla çalışmaya istekli ve bu konuda samimi bir kişi, duygularıyla oynamaya başlar. Gün içinde sık sık “neremde ne hissediyorum” diye bedenine sorar. Gün içinde fırsat buldukça hissetme meditasyonu yapar (daha sonra anlatacağım). Öğrendiği basit duygu boşaltma tekniklerini (EFT, nefes, yastığa vurmak, bağırmak gibi) itiraz etmeden, sallamadan yapmaya başlar.

Bu çabalar hem niyeti, hem samimiyeti ortaya koyarken niyetin ancak gayret göstererek olacağını da bize bildirmiş olur. Ortada bir eylem varsa, bilinçaltı çıtırtı duymuş köpek gibi kulakları diker. Çünkü bilinçaltının en asli görevi budur. Bilincin bir şey yapma gayretini anlamak ve onu alışkanlığa çevirmek. Günlük rutin alışkanlıklarımız böyle oluşur. Bir şeyi tekrar ettikçe bilinçaltına nakledilmeye başlanır ve bir süre sonra bilinçaltının malı olur. Bisiklet kullanmak da böyle öğrenilir, daktilo yazmak da…

Ortada sürekli tekrar eden bir eylem varsa, bilinçaltı bilincin ne yapmaya çalıştığını anlamaya ve okumaya çalışır. Niyetin karşısında bir direnç yoktur. Direnç dediğimiz şey zaten kötü hissetmekten başka bir şey değildir. Bilinçaltında yerleşik bir inancın karşısında bir eylem yapıyorsanız şayet, yani o “canım istemiyor”un tersine bir şeyler yapıyorsanız eğer, bilinçaltı duyguyu titreştirecek hissi de bedene verecektir.

Bir eyleme başladığımız zaman kötü hissetmeyi hipnotik de okuyabiliriz, spiritüel de… Genellikle hipnotik okuruz. Yani hisler hakkındaki hipnozumuza göre. Kötü hislerden uzaklaşmam lazım. Demek ki yanlış karar verdim. Ya da yanlış bir şey yapıyorum gibi… Hâlbuki o hissin bir tek anlamı vardır. Bilinçaltı mesajı aldığını haber vermektedir.

“Ey bilinç, niyetini okudum ve bunu bir alışkanlık haline getirecek düzenlemelere başlıyorum ama burada bir itiraz var, bu eylemin tersine yönde bir enerji var, haberin olsun!” demek istemektedir. İşte buna hissin spiritüel okuması denir. Hatta daha da spiritüel okumak istiyorsak, bilinçaltı şöyle demektedir.

“Hele şükür. Yıllardır bunu yapmanı bekliyordum, hemen şunları temizleyelim.“

Tekrar ediyorum. Hipnoz bozmak demek, duygu boşaltmak demektir. Duygu boşaltmak için duyguyu titreştirmek gerekir. Duygunun titreşmesi kendini hisle belli eder. Her temizlenen duygu bir hipnozun temizlenmesidir. Hipnozdan çıkmak demek, spiritüelliğe açılmak demektir. 

İçinden gelmese de, canın istemese de duygunu ifade edeceksin.

İçinden gelmese de, canın istemese de yastıklara vuracaksın…

İnatla hissini hissetmeye çabalayacaksın…

Bilinç kararlı, istekli olduğu sürece bilinçaltı direnç falan göstermez, aksine çözülmek için tam bir işbirliği içine girer.

Şimdi çoğu danışanın ben bunları söylediğim zaman “ben zaten bir şeyleri düzenli yapabilsem sizden yardım istemezdim” diyecektir. Bir yönüyle haklıdır. İşte burada duygu koçluğu koçluk kısmını devreye sokacaktır. Değişik yöntem ve tekniklerle, çalışmalarla, kişi yolda yürümeyi öğrenene kadar ona niyetini ortaya koymasına yardımcı olacaktır. Ama kişiden de burada biraz zahmet, biraz ciddiyet bekleyecektir.

 

 Son düzenleme: 23.01.2017


Yorumlar - Yorum Yaz