Dr. Bülent URAN

Kişisel Web Sitesi

Üyelik Girişi
HOLİSTİK SAĞLIK

HASTALIK KADER DEĞİLDİR

HASTALIK KADER DEĞİLDİR

İnsanın çevresine uyumlu olması ve sağlıklı kalması öyle bir günde başarılmış bir süreç değildir.

2 milyon yıllık bir sürede DNA’larımız yani genlerimiz çevreye uyumlu hale gelmiştir. İşe yarayan özellikler sağ kalırken çevreye uyamayanlar elenmiştir. Ama insan olarak yeryüzünde bulunduğumuz sürenin neredeyse binde biri kadar bir aralıkta hastalıklara karşı olan bu doğal savunmamızı tamamen kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyayız.

Bir çok kronik yani iyileştirilemeyen hastalıklar salgın hastalık gibi etrafımızda görünmeye başladı. Diyabet (şeker hastalığı), şişmanlık, hipertansiyon (tansiyon yüksekliği), romatizma, alzheimer (bunama) ve bir çok hayatımızı karartan hastalıklar sürekli artarak yaşantımızı tehdit etmeye başladı.

Genetik araştırmalar insanın 20 bin yıl önceki genetik koduyla şu ankinin aynı olduğunu ortaya koymuştur. Yani yirmi bin yılda genetik savunmamızda bir tık değişiklik olmamıştır. Kronik hastalıkların yayılmasında genetik kodlamanın bozulması beklenirken, bu sabitliğin korunmasına rağmen hastalıkların yayılmasına etken olan şey nedir?

Artık şu anlaşıldı. Genetik kod sabit olsa da genlerimiz çok aktif bir yapı. Sabit bir sistemden çok farklı yansımalar ortaya çıkabiliyor. Aynı piyanodan çok farklı sanatçıların çok farklı müzik parçaları çalmaları gibi düşünebilirsiniz bunu. Genlerimiz çevremizdeki değişikliklere an be an karşılık verebilmekteler. Genlerin çevreyle olan ilişkilerini inceleyen ve araştıran bilim koluna epigenetik denmektedir. Genlerin bu aktifliği son yüzyılda ortaya çıkan batı kökenli modern hastalıkların nedenlerinin de daha iyi anlaşılmasını sağlamıştır.

Epigenetik araştırmalar gerçekleri açığa çıkarıyor. Yediğimiz besinler, aldığımız besin destekleri, yaptığımız ya da yapamadığımız egzersizler, hatta günlük olaylara gösterdiğimiz duygusal tepki, yani stres katsayımız, hepsi genlerimizin üretimine etki etmektedir. Kötü uyarılar genlerimizin bozuk madde üretimi emirleri vermesine ve sonuçta da hastalığa doğru yol almasına neden olmaktadır. Bu bozuk uyarılar düzgün işleyen bedensel kimyasal reaksiyonları bozar. Hücrelerin sağlıklı işleyişi bozulmaya başlar. Yani çevremizdeki bozukluklar içimizdeki bozukluklara sebep olur. Dış ortam iç ortamı etkiler. Olumlu çevre sağlıklı bir beden yaratırken olumsuz çevre hastalık üretmeye başlar.

O halde şimdiden şunu söyleyebiliriz. Hastalık kader değildir.

O halde hepimiz kendi kaderimizi değiştirme gücüne sahibiz. Ne yapalım böyle yaratılmışım. Bana bu hastalıklar doğuştan yazılmış. Bu gibi kaderci ve yaşamayı sadece doktorunuzun verdiği ilaçlara bırakan uyuşukluktan kurtulmamız gerekiyor. Kendi kaderimizi değiştirme gücüne sahibiz.

Bu köşede size bu alandaki yeni bilgileri sunmaya çalışacağım. Beslenmeden egzersize, stresten arınmadan sağlıklı alışkanlıkların önemine dair bilimsel olan ne varsa aktarmaya ve paylaşmaya çalışacağım.

Hayatta hiçbir şey için geç değildir. Şu andaki sağlık durumunuz ne olursa olsun, son derece basit ve ucuz yöntemlerle sağlıklı olma yolculuğuna başlayabilirsiniz. Benim ilk kitabımda da yazdığım gibi siz bedenin önünden çekilin bedeniniz sağlığa doğru giden yolu bulur. Şöyle düşünün. Bir yeriniz yaralandığı zaman kendiliğinden iyileşmiyor mu? Grip olduğunuz zaman vücudunuz mikroplarla savaş mıyor mu? Yani bedenimizin esas eğilimi hasta olmak yönünde değil sağlıklı kalma yönündedir. Kaç yaşında olursanız olun bu gerçek değişmez.

Çevrenizi değiştirerek, içtiğiniz suya dikkat ederek, besinlerinizi daha akıllı seçerek, daha düzenli uyuyarak, kendinizi topraklamayı öğrenerek, toksinlerden uzak kalmaya çalışarak, hastalıkların esas kaynaklarının ne olduğunu anlayıp ona göre önlemler alarak sağlığınızla ilgili birçok şeyi değiştirebilirsiniz. Dış etkilerin değişmesi genlerinizin bozuk üretim kodlarını da değiştirecektir.

Şekerden ve karbonhidratlardan uzak durarak, daha yağlı yiyerek, bağırsak sağlığınıza önem vererek, daha fazla güneşlenerek, çıplak ayakla toprağa basarak, daha fazla uyuyarak, daha az cep telefonu kullanarak yaşam sürenizi ve kalitenizi arttırmak sizin elinizde.