Cadılar meditasyonu bana neyi çözümletecekti?

Tam o anda gözlerime çok yoğun bir ışık vurdu ve gözlerimi açmak zorunda kaldım. Rüzgar çıkmıştı bir an. Oturduğum duvarın karşısındaki kalın tenteler savrulmuş ve tentenin arkasında tam o anda batmakta olan güneş turuncu ve çok güçlü bir parlaklığıyla gözümün içine giriyordu.

Görüntü muhteşemdi ama daha muhteşem bir görüntü vardı.

Gözlerimi ister istemez açınca salonun halini gördüm.

Ağlayanlar, bağıranlar, kıvrananlar. Cadıların acısı sürüyordu. Ve hepsi bayandı.

Tamamen kopmuştum son dakikalarda salondan. Neler sürdüğünün farkında bile değildim.

Batmakta olan güneşin kızıl alevi o görüntülerin üzerine düştü.

Cadılar gerçekten yakılıyordu.

Bir dakika kadar görüntünün muhteşemliğine baktım. Sonra gözümü kapattım tekrar. Müzik iyice hızlanmıştı. İster istemez gözümde bir şeyler canlanmaya başladı.

İçimde kalkıp dans etmek isteği vardı.

Hayalimde o yanmakta olan cadıların karşısına geçip bir büyücü gibi onların yanışını kutsayan bir dans yapmaya başladım.

Bir iki dakika hayalimde olan bu dans artık dayanılmaz olunca kalktım ve gözleri kapalı hayatımda yapmadığım acaip bir dans yapmaya başladım.

Onları kutsuyor muydum, yoksa başka bir şey mi yapıyordum bilmiyordum.

Ama sanki bir orkestra yönetiyordum. Sanki her birini ayrı ayrı hissediyordum.

Ses ne taraftan geliyorsa ona yönelip bir süre ona sanki enerji gönderiyordum… Ondan bir şeyler alıyordum. Belki 10-15 dakika o müthiş dansım devam etti. Müthiş hızlı ve hareketli bir dans yaptım.

Sonra durdum.

Ayakta uzun süre kaldım. Onların tüm enerjisini bir araya topladım. Resmen enerjiyi hissediyordum artık. Tüm grubun üzerinde koca bir enerji topu oldu.

Belki de ruhların toplamı.

Ateş topu gibi bir şey. Bir enerji topu ve bulutu. Üst kutbundan enerjiyi gök yüzüne doğru göndermeye başladım. İlginç bir şekilde salona da tam bir huzur ve gevşeklik hali gelmişti. Rahatlama belirgindi. Enerji bir araya gelip benim yarattığım kanaldan yukarı doğru aktıkça ben de rahatlıyordum.

Sonunda vazifemin bittiğine kanaat getirip yorgun bir şekilde tekrar yerime oturdum. Yorgun ama müthiş bir rahatlama halimi hissettim.

Hemen transa girmeye başladım. Aklıma sabahki çalışma geldi tekrar. Bir anda başka kimler varsa bedenimde sıkışmış… Acıları bende olan aksın istedim bedenimden…

Naciye geldi. (hikayesi uzun sonra anlatırım). İlhan geldi (onunda hikayesi uzun). Oğuz geldi… Bunların enerjisi zayıftı ve hafif birer hıçkırıkla bedenimden akıp gidiyordu.

Yine anne annem, annesi, anne tarafından akrabalar gelip gitmeye başladı. Sanki kalan bir şeyler var mı çek ediyordum…

Temizlediğim her acıdan sonra echoların dansı daha bir canlı beliriyor… her bir echo kendinden önceki echoya daha sıkı sarılıyordu… 

Endes kampındaki spiritüel keşiflerden esinlenerek hazırlanmış kişisel gelişim çalışması

30 Ağustos 2015 - Spiritüel Gelişim ve Yeniden Sevgiyle Doğmak

Ayrıntılar için tıklayınız