Dr. Bülent URAN

Kişisel Web Sitesi

Üyelik Girişi
HOLİSTİK SAĞLIK

B ölüm 30 delik tıkamak mı

Delik kapatmak mı, ıslanmak mı?

Yüzde yüz değil ama, yüzde doksandan fazla ihtimalle, insanlar terapistlerden, koçlardan, kişisel gelişimden deliklerini tıkamak için yararlanmak isterler. Yanlış anlaşılmasın bu delikler fiziksel bedene ait değildir. Bu delikler hayali bir şeyi koruyan hayali bir zırha aittir. Hayali şey nedir? Değersizlik inancı. Hayali savunma zırhları nelerdir? Değersizliği gizleyen donanımlar.

Bilinçaltının işi değersizlik gizlemektir. Tüm yaşam savaşını bu strateji üzerine kurar. Bilinçaltının asli görevi neydi. Ait olduğu canlıyı belalardan korumak… Bilinçaltı varlığı doğal afetlerden ve vahşi hayvanlardan korumayı beklerken bir de baktı ki esas korunması gereken vahşi insanlar. Elalem. Dili canavar boyutunda. Ve elalemden daha değersiz yani zayıf, yani korunmaya muhtaç olduğunu öğrendi. Ama elalem olmadan hayat da olmuyordu. O halde gizlenmek gerek. O nedenle bilinçaltı kısa sürede gizlenme ve etrafa uyma uzmanı oldu.

Ama büyüdükçe, insan içine daha çok karıştıkça çocuklukta işe yarayan donanımlar yetersiz kalmaya başladı. Zırhlar delik deşikti. Yama lazımdı. Ne kadar çalışsa da, uğraşsa da bir yere kadar o delikleri tıkıyordu. Mutlaka bir şeyler olmalıydı. Kapasiteyi zorlayacak yeni bir şeyler yapılmalıydı. Zayıflığını açığa çıkaracak şeyleri yok edecek ve onu diğerlerinin gözünde güçlü gösterecek yeni şeyler.

İşte bilincin öğrendiği her bilgiyi bilinçaltı da aslında okur. Ha, bu kişisel gelişim ayakları fena değilmiş. Bundan yararlanalım der. Ha bu hipnoz iyiymiş, kestirmeden yeni özellikler kazanalım der.

İşte ben her zaman dediğim noktaya böyle geldim.

Sorunlar ikiye ayrılır.

  1. Gerçek sorunlar.
  2. Sorun zannettiklerimiz.

Kişiyi terapiste getiren çoğu zaman sorun olmadığı halde sorun zannettiği şeylerdir. Ki bunların çoğu da diğer insanlarla ilişkilerine aittir. Diğer insanların yanında yetersiz olduğunu algıladığı alanları örtmek için arayışa girer. Aslında tek sorun kötü hissetmesidir. Bilinçaltı her an açık vereceği korkusuyla sürekli vatandaşı uyarır. Aman dikkatli ol. Bu huzursuzluk kişiyi doktora, psikiyatriste, psikologa, yaşam koçuna, melek terapistine vs götürten en önemli güdüdür.

Kişi bilinciyle bunun farkında değildir ve aksine o da kabul etmiştir deliklerin varlığını ve tıkanması gerektiğini. Halbuki ortada tıkanacak delik yoktur. Sadece kör bir inanç vardır. Aman değersizliğim fark edilmesin. Sanki o deliklerden içerisi görünecek. Pislikleri açığa çıkacak.

Pislik var mı? Var. Başkalarının pislikleri. Bilinçaltına doldurulan her türlü hipnoz pisliktir. Tüm inançlar pisliktir. Orada utanılacak, gizlenecek bir pislik yok. Sana ait olmayan bir şeyden neden utanasın ki. Birisi gece uyurken gelmiş yüzünü siyaha boyamış. Sabah kalkınca uğraşıyorsun, uğraşıyorsun, boya çıkmıyor. O yüzden dışarı çıkamıyorsun. Utanıyorsun, insanlar ne der diye? Bu mudur? Kim boyadıysa o utansın.

İşte o delikler yağmurun içeri girmesi için. Bırak açık kalsınlar. Hatta büyüt. Yağmur temizleyecek o pislikleri. Yüzüne boya sürüldü diye sen kirlenmedin ki… Birisi çocukken oranı buranı ellemişse sen kirlenmedin ki… Anan, baban aşağılamış diye aşağılanmadın ki? Sen bunlardan ibaret değilsin ki…

Hele o bilinçaltın sana ait değil ki… Ayağındaki ayakkabıdan daha az senin malın. Çünkü senin onayın alınmadan oraya yerleştirildiler.

O zaman kim pislettiyse o temizlesin, demeyeceksin.

Stephen Parkhill’in dediği gibi. Bu iş atın ahırını temizleme benzer. O sabaha kadar sıçar. Sen de sabah eline küreği, kovayı alıp temizlersin…

Bir duygu koçunun ilk fark etmesi ve fark ettirmesi gereken şey danışanın delik tıkamaya mı geldi, ıslanmaya mı? Aman burada dikkat. Duygu koçu olarak sen de hala kendindeki delikleri tıkamakla meşgulsen ne bunları fark edersin ne de fark ettirebilirsin.

Talep edilen değişimin çok yararlı olması bile onun delik tıkamak için istenmediğini göstermez. Biraz cümle ters oldu. Şunu demek istiyorum. Kişi sigara bırakmak istiyor. Neden? Çünkü artık toplumda sigara içmek 2. Sınıf vatandaş eylemi olarak görülüyor. Al sana yeni bir delik. Bu sigara belasından kurtulmak lazım diyor o zaman bilinçaltı.

Hele vatandaş yanında eşini, çocuğunu, akrabasını düzeltmek için getiriyorsa, kesin derdi delik tıkamaktır. Sahip olduğu malların kalitesizliği onun için bir deliktir ve tez elden tamirden geçmeleri ve güncellenmeleri gerekir.

Delik tıkamaya yönelik hiçbir duygu çalışması, duygu boşaltması ya da regresyon teşebbüsleri belki kısa vadede biraz işler gibi görünse de uzun vadede geri teper. Kısa vadede alınan olumlu sonuçlar sadece hipnozdur. O eylemin deliği tıkayacağına inanıldığı için o eylem bilinçaltı tarafından kabul edilir ve delik tıkanmış algısı yaratılır. Yapılan işlemin ne olduğu önemli değildir. İster telkin, ister NLP, ister psikoterapi, ister enerji terapisi, ister EFT, ister regresyon… Hepsinde seans çok başarılı geçer, sonuç çok iyidir. Ama hipnozun etkisi geçene eski enerji yeniden pırtlayana kadar.

Hipnoz eğitimi alanlar ya da Hipnozun kitabını okuyanlar hatırlayacaklardır. Hipnozun anatomisinde dört parça açığa çıkar. İkna, beklenti, hayal ve inanç…  Beklenti ikna olmayı kolaylaştırır, ikna olma sonuçla ilgili tatlı hayaller yaratır, o hayaller de geçici bir inanç yerleştirir. Sonuç hipnozdur.

İyileşmek yeni bir hipnoz yaratmak değildir.

İyileşmek delik tıkamak değildir.

İyileşmek ıslanmayı göze almaktır.

İyileşmek başkalarının pisliklerinin üzerini örtmek değil aksine onları temizlemeyi kabullenmektir. 

Son düzeltme 27.01.2017