Halkin deyimi ile öldürmeyen – güldürmeyen hastalıklar…
Ancak ilaç kullanarak bir seviyede tutulmaya çalışılan sorunlar…
Kronik kelimesi geçmeyen anlamınadır. Tıpda 3 ayda iyileşmeyen bir sorun kronikleşmiş kabul edilir.
Yüksek Tansiyon gibi…
Bazı sorunlar ise iyileşir ama sonra 3 ay içinde tekrar eder. Bunlar da kronikleşmiş kabul edilir.
Allerjiler gibi…
Kronik hastalık tıbbi olarak teşhis konmuş sorunlara denir.
Sorun dediğimiz normal işleyişten sapan ter türlü bedensel duruma denir…
Tıpda sorun yerine semptom kelime tercih edilir.
Ağrı bir semptomdur. Ama ağrıya yol açan bir iltihapsa bu bir bulgudur.
Tıpda bazı semptomların nedeni bulunabillir. Ama çoğunun nedeni bulunmaz. Yani çoğu semptom bulgusuzdur.
Bulgusuz semptomlara subjektif semptom deriz. Yani semptomun varlığı sadece kişinin ifadesi ile bilinir. Ağrı böyledir.
Semptoma bir bulgu eşlik ederse objektif semptomdan bahsederiz. (Tansiyon yüksekliği gibi).
O halde geleneksel ya da alternatif tıbbi yöntemlerine rağmen iyileşmeyen her türlü semptomu kronik sorunlar altında topluyoruz. Bunların çoğu objektif bir bulgusu olmasa da tıp tarafından bir hastalık adı altında toplanır. Örneğin baş ağrılarının büyük çoğunluğu sübjektiftir ama nörolojide yirmi otuz çeşit baş ağrısı teşhisi vardır.
Psikiyatrik hastalıkların hemen hepsi subjektif semptomlara dayanır. Kalp hastalıklarının ise büyük çoğunluğu objektif bulgularla teşhis edilir.
Tıpta en az otuz çeşit branş vardır ve her branşta da en az otuz çeşit kronik hastalık vardır. (Bunları şimdilik atıyorum isteyen gerçek rakamlara internetten ulaşır.