Dr. Bülent URAN

Kişisel Web Sitesi

Üyelik Girişi
HOLİSTİK SAĞLIK

Hissetmenin Dayanılmaz Ağırlığı




His fiziksel bir deneyimdir. Yeri, vasfı ve şiddeti ile tanımlanır.

Ağrı bir histir.

Sineğin ısırdığı yerdeki yanma da bir histir.

Hisleri bedenin değişik yerlerinde hissederiz. İçsel bir dokunma duyumu gibidir.

Hisler dış bir etkenden kaynaklanabileceği gibi içsel sorunlardan da kaynaklanabilir.

Midemizi üşüttüğümüz zaman karnımız burkulur gibi ağrır. Bu içsel bir histir.

Kafamızı bir yere çarptığımız zaman çarptığımız yer acır. Bu da dışsal bir histir.

Hislerin nedenleri fiziksel olabileceği gibi fiziksel olmayan etkenlerden de olabilir. Fiziksel bir olaydan kaynaklanan hisler fiziksel hislerdir. Kafamızın çarpması sonrası ağrı gibi. Ya da kalp damarlarımızın daralması sonucu kalp kasının kansız kalması ağrı hissini doğurur.

Tüm bu fiziksel olaylardan kaynaklı hisler koruyucu etkiye sahiptir. Bizi bedenimizde bir şeylerin ters gittiğine dair uyarır.

Eğer hisler olmasa belki bir gün bile yaşayamayız.

Gözleri görmeyen, kulakları duymayan, hatta koku ya da tad almayan insanlar yaşar ama his hissetmeyen insan yaşayamaz. Bu nedenle de tıpta hissizlikle tanımlanmış bir hastalık yoktur. Ancak kişi boyun kemikleri kırılıp bedeniyle beyni arasından omuriliği kesilirse bedeninde hiçbir şey hissetmez. Ama aynı zamanda tamamen felç olan bu kişiler hareket edemediklerinden bu hissizliğin yaratacağı tehlikelerden kısmen uzak kalır. Ama yine de kollarını bacaklarını yakabilirler ve hiç acı hissetmezler.

 Fiziksel bir neden olmadan da his hissederiz. Çoğu kişi bunun farkında değildir. Bu hislerin nedensiz olduğunu bilmez. Bu nedenle de hislere hayali nedenler uydurur. Aslında bu grup hislerin oluşmasının nedeni enerji titreşmesidir. Bu hisler duygusal hisler olup ya duygunun açığa çıkması sırasında bedendeki fiziksel değişmelerden kaynaklanır ya da esas bizi ilgilendiren kısmı olan enerji kanallarında birikmiş duyguların titreşmesinden olur.

Bir insan duygusunu tam yaşayamazsa, ifade edemezse, eyleme çeviremezse duygu beden enerji kanallarında birikir. Daha sonraki yıllarda benzer olaylar bu biriken duygusal enerjiyi titreştirir. İşte bu titreşen enerji kendini o bölgede bir çeşit hisle belli eder.

Fiziksel hisler olmuşmuş bir hastalığa haber verirken duygusal hisler hastalığa neden olur.

Bedende duygu birikmesi zamanla zihinsel düzeyde çatışma yaratır. Yani birbirine zıt enerjideki fikirler bir arada yaşamaya gayret ederler ama tabiat buna müsaade etmez. Bu nedenle bir tarafın yönüne bu çatışmanın çözülmesi gerekir. Kişi hissinin farkında olmazsa ve bu hisleri kaçınılması gereken durumlar hipnozu içinde olursa bilinçaltı otomatik mekanizmalar çatışmayı ancak hastalık yaratarak çözer.

O halde beden enerji kanallarında birikmiş duygular potansiyel hastalık nedenleridir. Ancak bu duyguların hastalığa dönmesinin birinci koşulu kişinin hislerini hissetmekten kaçmaya çalışmasıdır. Hislerini hissetmek yerine aksine onları uyuşturmak için çabalamasıdır.

İşte siz siz olun his hissetmekten kaçmayın. His hangi his olursa olsun hissedilmek için yaratılmaktadır kaçınmak için değil.