Dr. Bülent URAN

Kişisel Web Sitesi

Üyelik Girişi
HOLİSTİK SAĞLIK

Hastalık ve Zihin 3



Nasıl olurda yedi günde bir tamamen yenilenen mide hücreleri bir ülseri iyileştiremez?

Bu durumda tüm ülserlerin yedi günde kendiliğinden iyileşmesi gerekir. İyileşemez çünkü o bölgenin enerjisi iyileşmeye katılamaz.

Duyguların etkilerini iki ana bölümde inceleyebiliriz.

Birincisi basit, günlük travmalardır.
Dıştan bakıldığında çok önemsiz gibi görülür. Ama yaşayan insan için yaşadığı dönemde ağır etki yaratır. Özellikle çocukluk döneminde.

İkinci gurup ise ağır diyeceğimiz travmalardır.
Şoklar, kayıplar, ayrılıklar, tacizler gibi.

Bu travmalar bilinçaltımızda anılar olarak depolanır.

Bazı araştırıcılar bilinçaltı yerine hücresel düzeyden bahsetmektedir. Çoğu anıları bilinçli olarak hatırlar ve bunlarla ilgili sorunları fazla sıkıntı yaşamadan çözümleriz.

Ama acılı olanların hatırlanmasına bilinçaltı direnir.
Yani sanki içerde sıkıştırır.
Bu sıkışma düz kaslarda gerginliğe neden olur.

Çünkü sıkışan sadece anı değildir. Anıyla beraber bu anının yarattığı duygudur.

Bu sıkışmış duyguları bilinçli aklımızla bulup çıkarmamız mümkün değildir.

Çoğu kişi bu tip duygular taşıdığının bile farkında değildir. Ben kendim bile bu guruptandım. Ama bir arkadaşımla kendi üzerimde yaptığım çalışmalarda ne kadar çok duygunun bedenimde olduğunu görünce, bu işlerle uğraşan biri olmama rağmen şaşırdım. Kaldıki ben fiziksel olarak sorunu olan bir kişi de değilim.

Fiziksel sorunu ya da hastalığı olan kişilerde birikmiş duygular çok daha yoğun ve çok daha derinlerdedir.

Hastalıklar bir yerde bu sıkışmış enerjilerin habercileridir.

Tüm birikmiş duygular ve travmatik anılar bedenin enerji akışını bozarlar.

İyileşme gücünü engellerler.

Stres altındaki kişilerde yara iyileşmesinin geciktiği bilinen bir durumdur.

İlginç olan şudur. Beden bu kadar yoğun enerjiyi bilinçaltında ya da bedende gizlemek için çok yoğun enerji harcar. Bu nedenle de hastalar kendilerini hep yorgun ve enerjisiz hissederler. Bu enerji eksikliği kronik yorgunluk, kas ağrıları, kimyasal maddelere hassasiyet olarak kendini gösterir.

Bu tipte sorunu olan bir çok hastamda duygular temizlendikten sonra enerjileri yerine gelmiştir.

Bilinçaltının derdi nedir ki bu duyguları sımsıkı saklar?

Bilinçaltının esas görevi çocuğu büyürken aile içinde emniyette ve güvende tutmaktır. Ama çoğu zaman ailede öyle olaylar olur ki çocuk bilinçaltı duyguları gizlemenin daha emniyetli olduğuna karar verir.

Kızdığımız zaman kızılmışızdır.
Ağladığımız zaman eleştirilmişizdir.
Yaptıklarımızdan suçlu ilan edilmişizdir.
Bilinçaltı da duyguları göstermenin pek hayra alamet olmadığına karar vermiş ve bastırmaya başlamıştır.

Ama hayat olayları sen eski duyguları göstermesen de, bastırsan da , hep yeni duygu üretir. Ama bilinçaltı hazırlıklıdır. Duyguyu üretildiği anda sıkıştırır, bir yerlere paketler. Duyguları hissetmek ve ifade etmek tehlikelidir çünkü ona göre.

Bilinç duygu üretildiğini fark etmez bile. Bu sıkışmalar biriktikçe beden bunlara dayanamaz ve hastalıklar ortaya çıkar.

Yüksek tansiyon, astım, barsak sorunları, baş ağrıları gibi. Hatta soğuk algınlığına yakalanmak gibi.

Hastalıklardan iyileşmede güçlük çekmek gibi. Çünkü bu işlere harcanacak enerji duyguları tutmakla meşguldür.

Nefes darlığı çeken bir hastam vardı. Ne zaman stresi artsa nefes alamayacak gibi hissediyordu. Yılda 3-4 kez boğaz iltihabı geçiriyordu. Sesi bile çıkmıyordu bu zamanlarda. Hipnozda nefesini daraltan, boğazını sıkan bu duyguya neden olan olaya gitmesini istedim bilinçaltından. 6 aylık bebekliği canlandı zihninde. Gece yarısı ağlıyor. Babası geliyor, kucağına alıyor. Fakat ağlaması tam kesilmiyor. Babası sonunda sinirleniyor ve sert bir şekilde bebeği beşiğe atıyor. Bebeğin bilinçaltı bu durumu kaydediyor. Demek ki diyor korku ya da öfke gibi duyguları göstermemek gerekiyor.

Hipnoz sırasında sakladığı öfkeyi boşaltmasını istedim. Kızdı, bağırdı, öfkeyi boşalttı. Sonra babasının aslında ona zarar vermek istemediğini anladı. Bilinçaltı duygularını ifade etmenin tehlikeli olmadığını öğrendi. O zamandan beri boğaz sorunları kalmadı. Artık soğuk algınlığı bile yaşamıyor. Artık duygularını sağlıklı bir şekilde yaşıyor ve ifade ediyor.  


ONLINE TERAPÖTİK NLP KURSU 



1. Bölüm
 52 DERS 7.12.2015 DE BAŞLAYACAK
2. Bölüm 52 DERS 5.12.2016 DA BAŞLAYACAK

(İki yıllık bu kurs her hafta 1 ders işlenerek verilecektir. Kurs herhangi bir meslek kazandırma amaçlı değildir. terapi alanında çalışanların mesleki becerilerini yetkinleştirme amacı taşımaktadır)

ayrıntı için tıklayınız


Yorumlar - Yorum Yaz