Dr. Bülent URAN

Kişisel Web Sitesi

Üyelik Girişi
HOLİSTİK SAĞLIK

Hastalıklardan kurtulmanın yolu

Hastalıklardan Kurtulmanın Gerçek Yolu



Hangi hastaneye gitseniz, özel, devlet fark etmez, poliklinikler hasta kaynıyor.

Fethiye’deki Özel hastaneler bile artık yoğun branşlara 2. Hatta 3. uzmanları alıyor.

Eczanelerin sayısı sürekli artıyor.

Aile hekimleri ful çalışıyor. Tabi bu kadar hasta ve hastalığın tedavisi için bol bol ilaç yazılıyor. Her geçen yıl kullanılan ilaç miktarı katlanarak artıyor.

Ama modern gelişmelere, en ileri teknolojilerin kullanılmasına, sürekli yeni ilaçların piyasaya çıkmasına rağmen hastalıklarda bırakın azalmayı daha da artıyor.

Eski ilaçlarla elde edilen sonuçlar ne ise yeni ilaçlarla da aynı sonuçlar elde ediliyor. Tarafsız araştırma yapan bilim adamları yeni çıkan romatizma ilaçları ile bildiğimiz aspirin arasında romatizmal ağrıları iyileştirme yönünden bir fark bulamıyor.  Ya da depresyon ilaçları ile plasebo arasında iyileştirme gücü açısından bir fark bulunmuyor. Yani depresyon hastasına antidepresan diye nişasta tozundan yapılmış bir hap verseniz bile en yeni ilaçlarla aynı yararı elde edeceksiniz.

Bu kadar araştırma, mikroteknoloji, ilaç teknolojisi, ilaç üretim standartlarında gelişen ilerlemelere rağmen hastalıklar yerinde sayıyor.

50 yıl önce hastalıkların tedavisi ne ise yine aynı.

 Çoğu kişi hastalığın bir kader olduğunu kabul eder. Yaradılıştan gelen bir şanssızlık olarak niteler. Onun bedeni diğerlerinden farklı yaratılmıştır. Ve o an geldiğinde, -nasıl biliniyorsa o an- ya tansiyonu yükselir, ya şekeri çıkar. Ya da depresyona girer.

"Neden yaradan beni farklı yaratmıştır?" diye düşünmez.

"Bu kısmet niye bana çıktı?" diye sorgulamaz.

Dini inancı kuvvetliyse "Bu bir sınav, Allah beni deniyor" diyebilir.

Daha bilimsel gözlük takıyorsa "Bu sadece bir istatistiki bir olay ve piyango bana vurdu" der.

Tıp hakikaten istatistiği en çok kullanan bilim dalıdır.  Şu yaşta şu hastalığa  yakalanma şansın şudur gibi bir rakam her durum için mevcuttur. Sende o hastalığa yakalanırsan o istatistiği doğrulamış olursun.

Modern, batı, çağdaş –adına her ne derseniz artık- her hastalığın nedenleri vardır. Bu nedenlerin toplamına etyoloji denir. Genetik, virütik, immünolojik, mekanik vs birçok neden her hastalıkta üç aşağı beş yukarı ileri sürülür. Biraz ondan da olabilir, biraz bundan da. Ama aynı etkene sahip herkeste neden aynı hastalık çıkmaz onu söyleyemez.

Batı tıbbı ne derse desin sonuçta ortada olan bir gerçek vardır.

İnsanlar her geçen gün daha fazla hasta olmaktadırlar ve çoğu hastalık iyileşmemektedir. Aksine sürüp gitmektedir.

İlaçlar sadece hastalığın yan etkilerini engellemek için verilmektedir.    

Tabi benim şimdi söyleyeceklerimin bilim alanında pek kabul görmediğini bilmekteyim. Bu nedenle kabul edip etmemek size kalmıştır.

İyileşmeyen her hastalığın nedenini fiziksel bedende değil enerji bedeninde aramak gerekir.

Enerji bedeninde iyileşme olmadan fiziksel bedendeki hastalık düzelmez.

Enerji bedenini ne bozar?

Duygular...

Hangi duygular?

 Geçmişte ifade edilememiş, sıkışmış duygular. 

Duygusal tıkanıklık, enerji akışkanlığını bozar. Enerji akışkanlığındaki bozukluk ise fiziksel bedendeki akışı bozar.

Bedende hemen her şey akış içindedir. Kan damarlarda akar. Sindirilmiş maddeler barsaklarda akar. Hava akciğer yollarında akar. Elektirik sinirlerde akar. İyonlar kaslarda akar.

Ve hemen her kronik hastalık bir akışın bozulması sonucu ortaya çıkar. 

O halde ciddi olarak iyileşmek istiyorsanız enerji bedenindeki akışı düzeltmeniz gerekir. Bu amaçla da duygu nedir, his nedir öğrenmeniz lazım.

Duygusal enerjiyi harekete geçiren teknikleri öğrenip çalışma yapmanız gerekir.

Bedeninize saygı duyacak yoga, chi kong gibi felsefik çalışmaları yapmaya başlamanız gerekir.

İnsanın ne olduğunu anlayıp bu yönde yaşamayı bir düstur haline getirmeniz gerekir. 


Duyguları boşaltan mükemmel ve basit bir teknik EFT

 ONLINE EFT EĞİTİMİ 5 EKİM 2015 DE BAŞLIYOR



ayrıntılı bilgi için tıklayınız

ders programı için tıklayınız