Dr. Bülent URAN

Kişisel Web Sitesi

Üyelik Girişi
HOLİSTİK SAĞLIK

Duygular Somuttur



DUYGULAR SOMUTTUR - KAVRAMLAR SOYUTTUR

Duygular somuttur.

Somut demek beş duyumuzla algıladığımız  şey demektir.

Ya görürüz, ya duyarız, ya dokunuruz, ya da tadar veya koklarız.

Bu beş duyumuza hitap eden bir durum varsa bunu somut kabul ederiz. Sandalye somuttur.

Görürüz, dokunuruz, tadarız.

Başarı ise soyuttur. Görülmez, dokunulmaz, koklanmaz. Bir kavramdır.

Düşünce de soyuttur. Görülmez, dokunulmaz, duyulmaz. Sadece varmış gibi gelir.

Ama elektrik somuttur. Görülmez ama dokunulur.

Aynı şekilde hisler de somuttur. Bedende içsel bir dokunma duygusu şeklinde hissedilir. Ama görülmez, duyulmaz, tadılmaz. Çünkü bunlarda zaten birer histir. Yani beden bir duyguyu bir his şekline çevirme gücüne sahiptir.

Bilinçaltı yaşanılan bir olayla, o olayı yaşadığımız anda, yaşadığımız duyguyla arasında bir ilişki kurar. Ama bu kurulan ilişkide hangisi hangisinden önce gelir, bilemez. Tüm ilişkiyi birlikte paketler. Bunu paketleyip saklar,  ya da saklamaz.

Bilinçaltı bir ilişki yumağını paketleyip saklıyorsa korunma açısından bu bilgiyi saklaması gerektiğine inanıyor demektir. Yani risk varsa saklar. Ya da emniyet ve güvende hissetmesi gerektiği zaman kullanmak üzere de saklar.

Küçük çocuk kapıyı hızla vurur. Annesi kızar ve tesadüf o anda deprem olur (çocuk ilk kez bir deprem deneyimlemektedir). Herkes korkar, bir yerlere saklanır. Bu korku esnasında bilinçaltı tüm ilişkiyi birlikte paketleyip saklar. Bilinçaltına göre depremi yaratan kapıyı hızlı çarpmaktır. Bu konuda ek bir bilgi almazsa artık buna inanır ve çocuk kapı çarpmasından çok korkmaya başlar. Eğer anne kızdığı anda çocuğun kulağını hızla çekmişse ve kulağı çok acımışsa ilişki paketine bu acı da dahil olur. 

Herhangi bir titreşim anında çocuğun (ya da büyüğün) kulağı sızlar. Vapura biner vapur tam kalkarken titreşim yapar kişinin kulağı sızlar. Bir türlü ilişkiyi kuramaz. Kulak doktoruna falan gider. İlaçlar içer ama derdi bir türlü geçmez.

İşte bu kulakta hissedilen de bir duygudur. Bunun içinde korku vardır, suçluluk vardır, öfke vardır, utanç vardır. Bu nedenle duygu hissetmek demek sadece göğsümüzde bir sıkıntı hissetmek demek değildir. Alakasız bir şekilde bedende titreşen ve beş duyumuza hitap eden her türlü his bir duygunun karşılığıdır. Beş duyumuzu uyaran her şeyi somut kabul etmek durumundayız.

Burada aklımıza şu gelebilir. Ama hipnozda da olmayan bir şeyi hissetmez miyiz? Evet çok doğru. Ama yaratılan durum artık somuttur. Yani hipnozdaki bir kişiye şimdi bir gül kokusu hissediyorsun dediğimiz zaman burada gül kokusu almaya başlar. Ortada somut bir gül yoktur ama somut bir moleküler değişim vardır. Kişinin beyninde algıladığı koku somuttur. Çünkü yukarda somutu bu şekilde tanımladık zaten. Beş duyumuza hitap eden her şey somuttur.  

Somutluğun bir gerçekliği olup olmaması hissettiğimiz şeyin somutluğunu değiştirmez.

Bir örnek daha vereyim. Başarı soyuttur. Ama başarılı olamamak karşısında hissedilen korku somuttur. Çünkü bedende bir duygu olarak hissedilir. Kişinin göğsü sıkışır, karnı ağrır. Somuttan kastımız budur. Bu nedenle de gerçek duyguların hepsinin bedende somut karşılığı vardır. Eğer bunları hissetmeye odaklanırsak hissetmeye başlarız.  Duyguyu yaratan şeyin soyut ya da somut olması bedendeki hissin kalitesini değiştirmemektedir.

Gerçek olmayan bir duygunun ise bedende bir karşılığı yoktur. Sadece bir düşüncedir. Yani "şimdi burada kızıyorum" dediğimiz zaman mutlaka bedende bir yerlerde olumsuz olarak algıladığımız bir şeyler his olarak titreşmiş olmalıdır.

Eğer titreşmiyorsa bu sadece bir düşüncedir. Duygu değildir. Düşünce düzeyinde kızıyoruzdur ama bilinçaltı kızılacak bir durum algılamadığından herhangi bir duyguyu titreştirmemiş demektir.

Ama bazen beden duygulara karşı o kadar uyuşuktur ki hissetmesi gereken duyguyu hissedemez. Bu nedenle ilk aşama sürekli olarak olaylar karşısında bedene odaklanıp neremizde ne hissettiğimize bakmamız gerekir.